Arı Sütünde Sahtecilik

Arı Sütünde Sahtecilik

 

            Arı sütü fiyatlarına internetten bakıldığında, yerli arı sütü fiyatının 1/10 (onda biri) fiyatına ithal arı sütü olduğu görülür. Bu kadar düşük fiyat fazla üretmekle açıklanabilir mi? Arı sütü dendiğinde yerli arı sütüyle, ithal arı sütü aynı mıdır?

            İşin aslı nedir?   

            Etliye sütlüye karışmadan, suya sabuna dokunmadan durmak mı, yoksa gerçekleri yazmak mı doğru?

            Üretimini yaptığımız ürünün sahtesinin nasıl yapıldığını yazmak, üreticilere zarar verir mi?

            Konuyu yazmakla ilgili aklımda bazı soru işaretleri olmakla birlikte, üreticini ve tüketicinin konuyu bilmesinin daha iyi olacağını düşünerek yazmanın daha faydalı olacağına karar verdim.

            Arı sütüne her geçen gün ilgi artmakta, destekleyici ve tedavi edici ürün olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda zahmetli üretim sürecinden ve az üretilmesinden dolayı fiyatı yüksek bir üründür. Satış fiyatının yüksek oluşu ve üretiminin sınırlı oluşu sahteciliğine de yol açmaktadır. 

             Sahte arı ürünleri, tüketici güveninin kaybolmasına ve ürün fiyatlarının düşmesine sebep olarak arıcılık sektörüne önemli zararlar vermektedir. Tüketicilerin ile üreticilerin bilgilenmesi ve gereğinde kendi ürünleri ile kıyaslama yapabilmesi için kabaca da olsa sahteciliğin nasıl yapıldığını bilmesinde fayda vardır. Bunun için Dünyada arı sütünün sahteciliğiyle ilgili neler yapılıyor, ülkemizdeki durum farklı mıdır inceleyelim.      

            Bir taraftan sahtecilik yapılırken diğer taraftan bu sahtecilik nasıl ortaya çıkartılabilir diye çalışan akademisyenler de var. Yazıda yazacaklarım aslında çok gizli bilgiler değil, arı sütünde sahteciliğin ince detayları (konunun o tarafı bilmediğim kısmı) değil, akademik makalelerde yazılanların derlenerek yazılmış halidir. Herkesin internet ortamında bu bilgilere ulaşması mümkündür.

            Arı sütü ile ilgili ve kalitesi hakkında fazla bilgisi olmayanlar için kısa bir bilgi vererek konuya devam edeyim.

            Arı sütü, sarımsı beyaz renkte, kokusu keskin, tadı ekşi ve pelte kıvamındadır. İçinde %60-70 oranında su, proteinler, yağ asitleri, aminoasitler, şekerler, mineraller vb. olan bir maddedir. Arı sütü kalitesinde, arı sütüne özgü yağ asidi olan 10 hidroksi–2 dekenoik asit (10-HDA) önemli bir göstergedir. Dünyada 10-HDA’nın alt sınırı için genellikle (bazı ülkelerde 1,8) %1,4  ve kaliteli kabul edilmesi için %1,8 olması gerekir. Akademik makalelere ve yerli üreticilerimizin yaptırdığı analiz raporlarına baktığımızda, üreticinin arı sütlerinde 10-HDA değeri %2 ile %3 (nadiren 3,3) çıktığını görüyoruz.

             Arı sütü hakkında kısa bilgi verdikten sonra bir akademik makaleden alıntı yapayım.

             Alıntı:Piyasada, bu ürün bir gıda takviyesi olarak satılır, popüler olarak karbonhidratlar, vitaminler, mineraller ve karakteristik asidi (10- HDA veya 10-hidroksi-2-dekenoik asit) dahil olmak üzere lipitler gibi birçok besin içerdiği bilinmektedir. Ürünün yüksek fiyatı nedeniyle, bazı kişiler organoleptik (tat, görme, koku ve dokunma gibi duyular yoluyla algılanan) olarak tespit edilemeyen nişasta, mısır lapası, yoğurt, yumurta beyazı, propolisle karıştırılmış yoğunlaştırılmış süt, olgunlaşmamış muz ve su gibi daha ucuz diğer ürünleri ekleyerek RJ’yi bozabilirler.https://doi.org/10.1590/S0100-40422007000200002

             Makalede, arı sütünün yüksek fiyatından dolayı değişik ürünler katıldığı yazıyor. Bu ifade birçok makalede mevcut.

             Arı sütüne değişik ürünler niye katılır?

             Çoğaltarak, maliyet ve fiyat düşürerek rekabet gücünü arttırmak, daha çok kazanç elde etmek için olabilir mi?

             Bu makalelere baktığımızda, üreticide 10-HDA değeri %2-3 çıkan ürün daha ucuz ürünlerle karıştırılarak, genel kabul gören alt sınırı %1,4’e inene kadar çoğaltılması mümkün. Niye %1,4’e kadar, %1,4 altında olursa arı sütü olarak değer görmediği için…

             Bu konunun bir tarafı, konunun diğer tarafını başka makaleden alıntıyla açıklamaya çalışayım.   

             Alıntı:Arı sütü kalite kontrolü için en önemli gösterge, yalnızca önemli bir fizyolojik bileşen değil aynı zamanda arı sütüne özgü olan 10-hidroksi-2-dekenoik asittir (10-HDA). Ancak, 10-HDA kimyasal olarak da sentezlenebilir ve arı sütüne kasıtlı olarak eklenebilir. Bu nedenle, arı sütü kalitesini ve tağşişini ölçmek için karakteristik bir endeks olarak 10-HDA’yı kullanmak uygun olmayabilir.” https://doi.org/10.1080/19440049.2020.1871081

             Ne yazılmış, 10-HDA sentetik olarak üretilip arı sütüne katılabilirmiş, sadece 10-HDA’ya bakmak arı sütü kalitesi için uygun olmazmış. Bu gibi ifadeler sadece 1 makalede değil birçok makalede mevcut. İnternete baktığımızda sentetik 10-HDA’nın satıldığını da görüyoruz. Arı sütüne sentetik 10-HDA’nın ilave edilebilmesi konunun boyutunu iyice değiştirdi.  

             Konu buraya gelmişken biraz düşünelim…

             Arı sütü başka ürünlerle çoğaltılabiliyor.

             Kalite kriteri olarak görülen 10-HDA sentetik olarak piyasada satılıyor ve arı sütüne (arı sütü benzeri ürünlere) katılabiliyor.

            Artık, arıyla veya arı sütüyle hiç ilgisi olmayan “arı sütü benzeri” ürün üretilebilir. Hem de en kaliteli  olduğu iddiasıyla…

            Şimdiye kadar yazdıklarım daha çok arı sütünün Dünyada ticaretini yapanların yapabileceği, analizlerin yapılacağı ve maliyetli işler. Şunu da yazmak gerekir ki Türkiye’de satılan arı sütlerinin büyük kısmı (ithal arı sütünün ucuz ve yerli üretim az olduğundan) ithal arı sütleridir ama ithal ibaresiyle satılan arı sütünü çok az görürüz.

            Bunların yanında arı sütünde, ithal (ucuz) arı sütünü yerli diye satmak, ithal ve yerli arı sütünü karıştırarak yerli arı sütü diye satmak ve erkek arı larvası ile ana arı larvasını sıkarak arı sütüne karıştırmak şeklinde sahtecilik yapılması da söz konusudur.    

            Bu kadar sahteciliğin olabileceği ortamda güvenilir arı sütüne nasıl ulaşırız?      

            Arı sütünü yaşlıların, çocuğu olmayanların, en çok da hastaların, maddi olanaklarını zorlayarak aldıklarını bilen, vicdan sahibi arı sütü üreticileri elbette çoktur. Güvenilir arı sütüne ulaşmak konusunda “güvenilir üreticiden” almak en doğru yol olarak görünüyor.

            Bunun yanında, yerli üreticiden arı sütü tedarik ederek pazarlayan arıcılar, arı yetiştiricileri birlikleri ve firmalarda vardır.

            Tüm üreticilerimize, sağlıklı arı ürünleri üretebilmeleri, tüketicilerimiz ise sağlıklı arı ürünleri tüketebilmesi dileklerimle.   

           

            18 Şubat 2025

            Kenan GİŞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir